Soframızdaki Yabancı: Suni Tatlandırıcılar

Gıda kimyasının gelişmesi sonucu beyaz şekerin alternatifi olarak piyasaya sürülen, kalorisiz ve sağlığa hiçbir olumsuz etkisi olmadığı vadedilen suni tatlandırıcıları beslenme bilimi bakış açısıyla değerlendirelim..

Çay / kahve için kullanılan toz formundaki tatlandırıcılar haricinde; diyet meşrubatlar, ilaçlar, şuruplar, sakızlar, reçeller, tatlılar, soslar ve hatta bazı hazır çocuk mamaları suni tatlandırıcılar ile tatlandırılmaktadır.

Bu tatlandırıcıların tamamı laboratuvar ortamında üretilmiş sentetik kimyasal maddelerdir. Suni tatlandırıcıları kullanmanın pratikte tek bir amacı vardır; beyaz şeker kullanmayarak kalori alımını engellemek ve dolayısıyla kilo almamak.


Suni tatlandırıcılar hakkında yapılan bilimsel çalışmalar incelendiğinde; sanayi destekli araştırmalar normal kullanımlarında herhangi bir zararlı etkileri olmadığını savunurken bağımsız kuruluşların yürüttüğü araştırmalar tatlandırıcıların uzun süreli kullanımlarının ciddi sağlık sorunlarına (kanser, karaciğerde toksik etki, baş ağrısı, anksiyete ve depresyon) sebep olabileceğini göstermektedir.

Son çalışmalar suni tatlandırıcıların bağırsaklardaki probiyotikler üzerinde olumsuz etki gösterdiği, enflamasyona neden olduğu, kan şeker ve kolestrol dengesinde bozulmalara sebebiyet verdiği, immün sistemi zayıflattığı yönde bulguları sunmaktadır.
Hal böyleyken yıllardır fazla kilolarından kurtulmak ya da kilosunu kontrol altında tutmak amacıyla suni tatlandırıcılar kullanan kişilerin ve şeker hastalığı sebebiyle suni tatlandırıcılara başvuranların ne yapması gerektiği tartışma konusu olmaktadır.

Araştırmalar ve bilimsel tartışmalar devam ede dursun yapılması gereken en doğru şey; beslenmemizdeki her konuda olduğu gibi ölçülü davranmaktan geçmekte, suni tatlandırıcıları mümkün olduğunca az kullanmak veya hiç kullanmamaktır.

Size nasıl yardımcı olabiliriz?